BU şeylerden sonra sanki gökte büyük bir cemaatin büyük sesini işittim, ve
diyorlardı:
Halleluya; Kurtarış ve izzet ve kudret Allahımızındır,
2. çünkü onun hükümleri hakikî ve doğrudur; çünkü yeryüzünü zinası ile
ifsat eden büyük fahişeye hükmetti, ve kendi kullarının kanının öcünü ondan
aldı.
3. Ve ikinci defa dediler: Halleluya. Ve ebetler ebedince onun dumanı
tütüyor.
4. Ve yirmi dört ihtiyar ve dört canlı mahlûk yere kapandılar, ve taht
üzerinde oturan Allaha: Amin, Halleluya, diyerek secde kıldılar.
5. Ve tahttan bir ses çıkıp dedi: Ey bütün onun kulları, ondan korkanlar,
küçükler ve büyükler, Allahımıza hamdedin.
6. Ve sanki büyük bir cemaatin sesini, ve çok suların sesini, ve kuvvetli
gök gürlemelerinin sesini işittim; ve diyordu:
Halleluya; çünkü her şeye kadir olan Rab Allahımız saltanat sürüyor.
7. Sevinelim, ve çok mesrur olalım, ve izzeti ona verelim; çünkü Kuzunun
düğünü geldi, ve onun zevcesi hazırlandı.
8. Ve parlak, temiz, zarif ketenle giyinmek ona verildi; çünkü zarif keten
mukaddeslerin âdil işleridir.
9. Ve bana dedi: Yaz: Kuzunun düğün ziyafetine çağırılanlar ne mutludur! Ve
bana: Bunlar Allahın hakikî sözleridir, dedi.
10. Ve kendisine secde kılmak için ayaklarının önüne kapandım. Ve bana
dedi: Sakın etme; ben senin ve kendilerinde İsa şehadeti olan kardeşlerinin
kapı yoldaşıyım; Allaha secde kıl; çünkü İsa şehadeti peygamberlik ruhudur.
11. Ve gökü açılmış gördüm; ve işte, bir kır at, ve üzerine binmiş olana
Sadık ve Hakikî denilir; ve adaletle hükmedip cenk eder.
12. Ve onun gözleri ateş alevidir; ve başı üzerinde çok taçlar vardır;
kendisinden başka kimsenin bilmediği yazılmış bir ismi vardır.
13. Ve üzerine kan serpilmiş bir esvapla giyinmiş olup, o Allahın Kelâmı
ismile anılır.
14. Ve gökte olan beyaz, temiz, zarif ketenle giyinmiş ordular kır atlar
üzerinde onun ardınca geliyorlardı.
15. Ve milletleri vursun diye, kendi ağzından keskin bir kılıç çıkıyor, ve kendisi
onları demir çomakla güdecektir; ve her şeye kadir olan Allahın gazabının
azgınlığı şarabının mâsarasını kendisi basacaktır.
16. Ve esvabı üzerinde ve kalçası üzerinde: KIRALLARIN KIRALI VE RABLERİN
RABBİ, diye yazılmış bir isim vardır.
17. Ve güneşte duran bir melek gördüm; ve büyük sesle çağırıp gökün ortasında
uçan bütün kuşlara dedi:
18. Kıralların etini, ve binbaşıların etini, ve yiğitlerin etini, ve
atların ve üzerlerine binenlerin etini, ve hürlerin ve kölelerin ve küçüklerin
ve büyüklerin, hepsinin etini yemek için Allahın büyük ziyafetine gelin, bir
araya toplanın.
19. Ve canavarı ve dünya kırallarını ve onların ordularını, at üzerine
binen ile ve onun ordusu ile cenketmek için bir araya toplanmış gördüm.
20. Ve canavar ile onun önünde alâmetler yapan, ve o alâmetlerle canavarın
damgasını alıp onun suretine secde kılanları saptıran yalancı peygamber
alındılar; bu ikisi, kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldılar;
21. ve baki kalanlar at üzerine binenin ağzından çıkan kılıçla
öldürüldüler; ve bütün kuşlar onların etlerine doydular.