BU şeylerden sonra büyük salâhiyeti olan başka bir meleğin gökten inmekte
olduğunu gördüm; ve onun izzetinden yeryüzü aydınlandı.
2. Ve kuvvetli sesle çağırıp dedi: Yıkıldı, büyük Babil yıkıldı; ve
cinlerin meskeni, ve her murdar ruhun zindanı ve her murdar ve mekruh kuşun
kafesi oldu.
3. Çünkü onun zinasının azgınlığı şarabından bütün milletler düşmüşlerdir;
ve dünyanın kıralları onunla zina ettiler; ve dünyanın tüccarı onun sefahetinin
kuvvetinden zengin oldular.
4. Ve gökten başka bir ses işittim, ve dedi: Ey kavmım, onun günahlarına
şerik olmıyasınız, ve onun belâlarından hisse almıyasınız diye, ondan çıkın;
5. çünkü onun günahları göke kadar erişti, ve Allah onun haksızlıklarını
hatırladı.
6. Kendisi nasıl ödedi ise, ona öyle ödeyin, ve onun işlerine göre iki
katını ödeyin, ve doldurduğu kâseyi ona iki kat doldurun.
7. Kendisine ne kadar izzet verdi ve sefahet etti ise, o kadar ona eziyet
ve matem verin; çünkü kendi yüreğinde: Kıraliça olarak oturuyorum, ve dul
değilim, ve asla matem görmiyeceğim, diyor.
8. Bunun için onun belâları, ölüm ve matem ve kıtlık, bir günde gelecekler;
ve ateşe yakılacaktır; çünkü ona hükmeden Rab Allah kudretlidir.
9. Ve kendisile zina ve sefahet etmiş olan dünyanın kıralları onun yanmasının
dumanını gördükleri zaman,
10. onun eziyetinin korkusundan uzakta durup: Vay, vay, büyük şehir,
kuvvetli şehir, Babil! çünkü senin hükmün bir saatte geldi, diyerek onun
hakkında ağlıyacaklar ve dövünecekler.
11. Ve dünyanın tüccarı onun hakkında ağlarlar ve matem ederler;
12. çünkü onların mallarını, altın ve gümüş ve kıymetli taş ve inciler ve
zarif keten ve erguvanî ve ipek ve kırmızı mallarını, ve her kokulu ağacı, ve
her fildişi kabı, ve en kıymetli ağaç ve tunç ve demir ve mermerden her kabı;
13. ve tarçını ve baharları ve buhurları ve kokulu yağı ve günnüğü ve
şarabı ve zeytinyağını ve has unu ve buğdayı ve sığırla koyunları, ve atlar ve
arabalar ve köleler malını, ve insanların canlarını artık kimse almıyor.
14. Ve senin canının özlediği meyvalar elinden gittiler, nefis ve parlak şeyler
sana yok oldu, ve artık onları hiç bulmıyacaklardır.
15. Bunların tüccarı, ondan zengin olmuş olanlar, ağlıyarak ve matem
çekerek onun eziyeti korkusundan uzakta duracaklar:
16. Vay, vay, zarif keten ve erguvanî ve kırmızı ile kuşanmış ve altın ve
kıymetli taş ve inci ile bezenmiş büyük şehir!
17. çünkü bir saatte bu kadar servet perişan oldu, diyecekler. Ve her gemi
reisi, ve gemi ile bir yere giden her yolcu, ve gemiciler ve deniz işlerile
geçinenlerin hepsi uzakta dururlar,
18. ve onun yanmasının dumanını gördükleri zaman: Büyük şehre benzer hangisidir?
diyerek bağırıyorlardı.
19. Ve başları üzerine toprak attılar ve ağlıyarak ve matem çekerek: Vay,
vay, büyük şehir! denizde gemileri olanların hepsi onun kıymetli mallarından
zengin oldular; çünkü bir saatte perişan oldu, diyerek bağırıyorlardı.
20. Ey gök, ve mukaddesler, ve resuller, ve peygamberler, onun üzerine
mesrur olun; çünkü Allah ona hükmederek hakkınızı aldı.
21. Ve kuvvetli bir melek bir taş, sanki büyük bir değirmen taşı, kaldırdı;
ve: Büyük şehir, Babil, böyle büyük düşüşle atılacak, ve artık asla bulunmıyacak,
diyerek onu denize attı.
22. Ve artık çenkçilerin ve çalgıcıların ve neyzenlerin ve borazanların
sesi sende asla işitilmiyecek; ve artık hiç bir sanatın sanatkârı asla sende
bulunmıyacak; ve artık sende asla değirmen sesi işitilmiyecektir;
23. ve artık sende kandil ışığı asla ışıldamıyacak; ve artık sende güvey ve
gelin sesi asla işitilmiyecektir; çünkü senin tüccarın dünyanın en büyükleri
idiler, çünkü bütün milletler senin büyün ile saptılar.
24. Ve peygamberlerin ve mukaddeslerin ve yeryüzünde boğazlananların
hepsinin kanı onda bulundu.