BAP 22

VE bana onun sokağının ortasında Allahın ve Kuzunun tahtından çıkan billur gibi berrak bir hayat suyu ırmağı gösterdi.
2. Ve ırmağın iki tarafında on iki çeşit meyva hasıl eden, ve her ay meyvasını veren hayat ağacı vardı; ve ağacın yaprakları milletlerin şifası içindi.
3. Ve artık hiç bir lânet olmıyacak, ve Allahın ve Kuzunun tahtı onda olacaktır; ve kulları kendisine hizmet edecekler;
4. ve onun didarını göreceklerdir; ve ismi onların alınları üzerinde olacaktır.
5. Ve artık gece olmıyacaktır, ve çerağ nuruna ve güneş nuruna ihtiyaçları yoktur; çünkü Rab Allah onlara nur verecek ve ebetler ebedince saltanat süreceklerdir.
6. Ve bana dedi: Bu sözler sadık ve hakikîdir; ve peygamberlerin ruhlarının Allahı, Rab, yakında olması lâzım gelen şeyleri kendi kullarına göstermek için meleğini gönderdi.
7. Ve işte, tez geliyorum. Bu kitabın peygamberlik sözlerini tutana ne mutlu!
8. Ve bu şeyleri işiten ve gören ben Yuhannayım. Ve işitip gördüğüm zaman, bu şeyleri bana gösteren meleğin ayakları önüne secde kılmak için kapandım.
9. Ve bana dedi: Sakın etme, ben senin, ve peygamber kardeşlerinin, ve bu kitabın sözlerini tutanların kapı yoldaşıyım; Allaha secde kıl.
10. Ve bana dedi: Bu kitabın peygamberlik sözlerini mühürleme, çünkü vakit yakındır.
11. Haksızlık eden yine haksızlık etsin; ve murdar olan yine murdarlansın; ve salih olan yine salâh işlesin; ve mukaddes olan yine mukaddes olsun.
12. İşte, tez geliyorum; ve herkese kendi işinin olduğuna göre mükâfatım elimdedir.
13. Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son benim.
14. Hayat ağacına gelmeğe hakları olsun, ve şehre kapılardan girsinler diye, kaftanlarını yıkayanlara ne mutlu!
15. Köpekler ve büyücüler ve zaniler ve katiller ve putperestler ve yalanı her seven ve yapan dışardadır.
16. Ben İsa, kiliseler için size bu şeylere şehadet etmek üzre meleğimi gönderdim. Ben Davudun kökü ve zürriyeti, parlak sabah yıldızıyım.
17. Ve Ruh ve gelin: Gel, diyorlar. Ve işiten: Gel, desin. Ve susayan gelsin; istiyen meccanen hayat suyu alsın.
18. Bu kitabın peygamberlik sözlerini her işitene ben şehadet ediyorum: Eğer bir adam bunlara bir şey katarsa, Allah bu kitapta yazılmış olan belâları ona katacaktır;
19. ve eğer bir adam bu peygamberlik kitabının sözlerinden çıkarırsa, Allah bu kitapta yazılmış olan hayat ağacından ve mukaddes şehirden onun payını çıkaracaktır.
20. Bu şeylere şehadet eden: Evet, tez geliyorum, diyor. Amin; gel, ya Rab İsa.
21. Rab İsanın inayeti mukaddeslerle beraber olsun. Amin.
S O N

BAP 21

VE yeni bir gökle yeni bir yer gördüm; çünkü evelki gök ve evelki yer geçtiler; ve artık deniz yok.
2. Ve mukaddes şehri, yeni Yeruşalimi, kendi zevci için hazırlanmış süslü bir gelin gibi, gökün içinden Allahtan inmekte gördüm.
3. Ve tahttan büyük bir ses işittim: İşte, Allahın çadırı insanlarla beraberdir, ve kendisi onlarla beraber oturacaktır, ve onlar kendi kavmları olacaklar, ve Allah kendisi onlarla olacaktır;
4. ve gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek; ve artık ölüm olmıyacak; ve artık matem ve ağlayış ve acı da olmıyacak; çünkü evelki şeyler geçtiler, dedi.
5. Ve tahtta oturan dedi: İşte, her şeyi yeni yapıyorum. Ve: Yaz, çünkü bu sözler sadık ve hakikîdirler, dedi.
6. Ve bana dedi: Oldu. Alfa ve Omega, başlangıç ve son benim. Ben susamış olana hayat suyunun pınarından meccanen vereceğim.
7. Galip olan bu şeyleri miras alacak; ve ona Allah olacağım, ve o bana oğul olacak.
8. Fakat korkaklara ve iman etmiyenlere ve mekruhlara ve katillere ve zanilere ve büyücülere ve putperestlere ve bütün yalancılara gelince, onların hissesi, ateş ve kükürtle yanan göldedir; ikinci ölüm budur.
9. Ve kendilerinde son yedi belâ ile dolu yedi tas olan yedi melekten biri geldi; ve benimle söyleşip dedi: Buraya gel, Kuzunun zevcesi olan gelini sana göstereceğim.
10. Ve beni Ruhta büyük ve yüksek bir dağa götürdü, ve bana mukaddes şehri, Yeruşalimi, gökün içinden, Allahtan inmekte gösterdi;
11. onda Allahın izzeti vardı; onun nuru billurlaşan yeşim taşı gibi çok kıymetli taşa benzerdi;
12. büyük ve yüksek duvarı, on iki kapısı ve kapılarda on iki melek vardı; ve kapılar üzerine yazılmış adlar vardı; bunlar İsrail oğullarının on iki sıptının adlarıdır;
13. şarktan üç kapı, ve şimalden üç kapı, ve cenuptan üç kapı, ve garptan üç kapı vardı.
14. Ve şehir duvarının on iki temeli, ve onların üzerinde Kuzunun on iki resulünün on iki adı vardır.
15. Ve benimle söyleşenin elinde şehri ve onun kapılarını ve onun duvarını ölçsün diye, ölçü olarak bir altın kamış vardı.
16. Ve şehir dört köşeli olup onun uzunluğu genişliği kadardır. Ve şehri kamışla ölçtü, on iki bin ok atımı idi; onun uzunluğu ve genişliği ve yüksekliği müsavidir.
17. Ve onun duvarını ölçtü; insan ölçüsüne, yani, meleğin ölçüsüne göre yüz kırk dört arşındı.
18. Ve duvarının yapısı yeşim, ve şehir saf cama benzer saf altındı.
19. Şehir duvarının temelleri her nevi kıymetli taşlarla bezenmişti. Birinci temel yeşim, ikincisi safir, üçüncüsü alaca akik, dördüncüsü zümrüt,
20. beşincisi beyaz akik, altıncısı kırmızı akik, yedincisi sarı yakut, sekizincisi gök zümrüt, dokuzuncusu zebercet, onuncusu sarıca zümrüt, onbirincisi gök yakut, onikincisi mor yakut idi.
21. Ve on iki kapı on iki inci, kapıların her biri bir inciden idi; ve şehrin sokağı şeffaf cam gibi saf altındı.
22. Ve onda mabet görmedim; çünkü her şeye kadir olan Rab Allah, ve Kuzu onun mabedidir,
23. Ve şehir kendisini aydınlatmak için güneşe ve aya muhtaç değildir; çünkü onu Allahın izzeti nurlandırır, ve Kuzu onun çerağıdır.
24. Ve milletler onun nurunda yürüyecekler; ve dünyanın kıralları izzetlerini onun içine getirecekler.
25. Ve gündüz onun kapıları asla kapanmıyacaktır (çünkü orada gece olmıyacaktır);
26. ve milletlerin izzetini ve şerefini onun içine getireceklerdir;
27. ve onun içine bayağı, yahut pislik yapan ve yalan söyliyen değil, ancak Kuzunun hayat kitabında yazılmış olanlar girecektir.

BAP 20

VE gökten inmekte olan bir melek gördüm; elinde cehennemin anahtarı ve büyük bir zincir vardı.
2. Ve İblis ve Şeytan olan ejderi, eski yılanı, tuttu; ve onu bin yıl müddetle bağladı,
3. ve bin yıl tamam oluncıya kadar artık milletleri saptırmasın diye, kendisini cehenneme atıp onu kapadı, ve onun üzerine mühürledi; bundan sonra kısa bir müddet çözülmesi gerektir.
4. Ve tahtlar gördüm; ve üzerlerine oturdular, ve onlara hükmetmek için ruhsat verildi; ve İsanın şehadeti sebebile ve Allahın sözü sebebile başı kesilmiş olanların canlarını, ve canavara ve suretine secde kılmamış, ve kendilerinin alnı ve eli üzerine damgayı almamış olanları gördüm; ve dirildiler, ve Mesih ile beraber bin yıl saltanat sürdüler.
5. Ölülerin baki kalanları bin yıl tamam oluncıya kadar dirilmediler. Birinci kıyamet budur.
6. Birinci kıyamette hissesi olan mutlu ve mukaddestir; onların üzerine ikinci ölümün hâkimiyeti yoktur; fakat Allahın ve Mesihin kâhinleri olacaklar, ve onunla beraber bin yıl saltanat süreceklerdir.
7. Ve bin yıl tamam olunca, Şeytan zindanından çözülecektir;
8. ve yerin dört köşesinde olan milletleri, Yecüç ve Mecücü, saptırmak ve onları cenk için bir araya toplamak üzre çıkacaktır; onların sayısı denizin kumu gibidir.
9. Ve yerin genişliği üzerine çıktılar, ve mukaddeslerin ordusunu ve sevgili şehri kuşattılar; ve gökten ateş inip onları yedi.
10. Ve onları saptıran İblis, canavarla yalancı peygamberin içinde bulundukları ateş ve kükürt gölüne atıldı; ve ebetler ebedince gündüz ve gece kendilerine azap edilecektir.
11. Büyük beyaz bir taht, ve onun üzerinde oturanı gördüm; onun yüzünden yer ve gök kaçtılar; ve onlar için bir yer bulunmadı.
12. Ve ölüleri, büyükleri ve küçükleri, tahtın önünde durmakta gördüm; ve kitaplar açıldı; ve hayat kitabı olan başka bir kitap açıldı; ve kitaplarda yazılmış olan şeylerden kendi işlerine göre ölülere hükmolundu.
13. Ve deniz kendisinde olan ölüleri verdi; ve ölüm ve ölüler diyarı kendilerinde olan ölüleri verdiler; ve her birine kendi işlerine göre hükmolundu.
14. Ve ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldılar. Ateş gölü, ikinci ölüm budur.
15. Ve her kim hayat kitabında yazılmamış bulundu ise, ateş gölüne atıldı.

BAP 19

BU şeylerden sonra sanki gökte büyük bir cemaatin büyük sesini işittim, ve diyorlardı:
Halleluya; Kurtarış ve izzet ve kudret Allahımızındır,
2. çünkü onun hükümleri hakikî ve doğrudur; çünkü yeryüzünü zinası ile ifsat eden büyük fahişeye hükmetti, ve kendi kullarının kanının öcünü ondan aldı.
3. Ve ikinci defa dediler: Halleluya. Ve ebetler ebedince onun dumanı tütüyor.
4. Ve yirmi dört ihtiyar ve dört canlı mahlûk yere kapandılar, ve taht üzerinde oturan Allaha: Amin, Halleluya, diyerek secde kıldılar.
5. Ve tahttan bir ses çıkıp dedi: Ey bütün onun kulları, ondan korkanlar, küçükler ve büyükler, Allahımıza hamdedin.
6. Ve sanki büyük bir cemaatin sesini, ve çok suların sesini, ve kuvvetli gök gürlemelerinin sesini işittim; ve diyordu:
Halleluya; çünkü her şeye kadir olan Rab Allahımız saltanat sürüyor.
7. Sevinelim, ve çok mesrur olalım, ve izzeti ona verelim; çünkü Kuzunun düğünü geldi, ve onun zevcesi hazırlandı.
8. Ve parlak, temiz, zarif ketenle giyinmek ona verildi; çünkü zarif keten mukaddeslerin âdil işleridir.
9. Ve bana dedi: Yaz: Kuzunun düğün ziyafetine çağırılanlar ne mutludur! Ve bana: Bunlar Allahın hakikî sözleridir, dedi.
10. Ve kendisine secde kılmak için ayaklarının önüne kapandım. Ve bana dedi: Sakın etme; ben senin ve kendilerinde İsa şehadeti olan kardeşlerinin kapı yoldaşıyım; Allaha secde kıl; çünkü İsa şehadeti peygamberlik ruhudur.
11. Ve gökü açılmış gördüm; ve işte, bir kır at, ve üzerine binmiş olana Sadık ve Hakikî denilir; ve adaletle hükmedip cenk eder.
12. Ve onun gözleri ateş alevidir; ve başı üzerinde çok taçlar vardır; kendisinden başka kimsenin bilmediği yazılmış bir ismi vardır.
13. Ve üzerine kan serpilmiş bir esvapla giyinmiş olup, o Allahın Kelâmı ismile anılır.
14. Ve gökte olan beyaz, temiz, zarif ketenle giyinmiş ordular kır atlar üzerinde onun ardınca geliyorlardı.
15. Ve milletleri vursun diye, kendi ağzından keskin bir kılıç çıkıyor, ve kendisi onları demir çomakla güdecektir; ve her şeye kadir olan Allahın gazabının azgınlığı şarabının mâsarasını kendisi basacaktır.
16. Ve esvabı üzerinde ve kalçası üzerinde: KIRALLARIN KIRALI VE RABLERİN RABBİ, diye yazılmış bir isim vardır.
17. Ve güneşte duran bir melek gördüm; ve büyük sesle çağırıp gökün ortasında uçan bütün kuşlara dedi:
18. Kıralların etini, ve binbaşıların etini, ve yiğitlerin etini, ve atların ve üzerlerine binenlerin etini, ve hürlerin ve kölelerin ve küçüklerin ve büyüklerin, hepsinin etini yemek için Allahın büyük ziyafetine gelin, bir araya toplanın.
19. Ve canavarı ve dünya kırallarını ve onların ordularını, at üzerine binen ile ve onun ordusu ile cenketmek için bir araya toplanmış gördüm.
20. Ve canavar ile onun önünde alâmetler yapan, ve o alâmetlerle canavarın damgasını alıp onun suretine secde kılanları saptıran yalancı peygamber alındılar; bu ikisi, kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldılar;
21. ve baki kalanlar at üzerine binenin ağzından çıkan kılıçla öldürüldüler; ve bütün kuşlar onların etlerine doydular.

BAP 18

BU şeylerden sonra büyük salâhiyeti olan başka bir meleğin gökten inmekte olduğunu gördüm; ve onun izzetinden yeryüzü aydınlandı.
2. Ve kuvvetli sesle çağırıp dedi: Yıkıldı, büyük Babil yıkıldı; ve cinlerin meskeni, ve her murdar ruhun zindanı ve her murdar ve mekruh kuşun kafesi oldu.
3. Çünkü onun zinasının azgınlığı şarabından bütün milletler düşmüşlerdir; ve dünyanın kıralları onunla zina ettiler; ve dünyanın tüccarı onun sefahetinin kuvvetinden zengin oldular.
4. Ve gökten başka bir ses işittim, ve dedi: Ey kavmım, onun günahlarına şerik olmıyasınız, ve onun belâlarından hisse almıyasınız diye, ondan çıkın;
5. çünkü onun günahları göke kadar erişti, ve Allah onun haksızlıklarını hatırladı.
6. Kendisi nasıl ödedi ise, ona öyle ödeyin, ve onun işlerine göre iki katını ödeyin, ve doldurduğu kâseyi ona iki kat doldurun.
7. Kendisine ne kadar izzet verdi ve sefahet etti ise, o kadar ona eziyet ve matem verin; çünkü kendi yüreğinde: Kıraliça olarak oturuyorum, ve dul değilim, ve asla matem görmiyeceğim, diyor.
8. Bunun için onun belâları, ölüm ve matem ve kıtlık, bir günde gelecekler; ve ateşe yakılacaktır; çünkü ona hükmeden Rab Allah kudretlidir.
9. Ve kendisile zina ve sefahet etmiş olan dünyanın kıralları onun yanmasının dumanını gördükleri zaman,
10. onun eziyetinin korkusundan uzakta durup: Vay, vay, büyük şehir, kuvvetli şehir, Babil! çünkü senin hükmün bir saatte geldi, diyerek onun hakkında ağlıyacaklar ve dövünecekler.
11. Ve dünyanın tüccarı onun hakkında ağlarlar ve matem ederler;
12. çünkü onların mallarını, altın ve gümüş ve kıymetli taş ve inciler ve zarif keten ve erguvanî ve ipek ve kırmızı mallarını, ve her kokulu ağacı, ve her fildişi kabı, ve en kıymetli ağaç ve tunç ve demir ve mermerden her kabı;
13. ve tarçını ve baharları ve buhurları ve kokulu yağı ve günnüğü ve şarabı ve zeytinyağını ve has unu ve buğdayı ve sığırla koyunları, ve atlar ve arabalar ve köleler malını, ve insanların canlarını artık kimse almıyor.
14. Ve senin canının özlediği meyvalar elinden gittiler, nefis ve parlak şeyler sana yok oldu, ve artık onları hiç bulmıyacaklardır.
15. Bunların tüccarı, ondan zengin olmuş olanlar, ağlıyarak ve matem çekerek onun eziyeti korkusundan uzakta duracaklar:
16. Vay, vay, zarif keten ve erguvanî ve kırmızı ile kuşanmış ve altın ve kıymetli taş ve inci ile bezenmiş büyük şehir!
17. çünkü bir saatte bu kadar servet perişan oldu, diyecekler. Ve her gemi reisi, ve gemi ile bir yere giden her yolcu, ve gemiciler ve deniz işlerile geçinenlerin hepsi uzakta dururlar,
18. ve onun yanmasının dumanını gördükleri zaman: Büyük şehre benzer hangisidir? diyerek bağırıyorlardı.
19. Ve başları üzerine toprak attılar ve ağlıyarak ve matem çekerek: Vay, vay, büyük şehir! denizde gemileri olanların hepsi onun kıymetli mallarından zengin oldular; çünkü bir saatte perişan oldu, diyerek bağırıyorlardı.
20. Ey gök, ve mukaddesler, ve resuller, ve peygamberler, onun üzerine mesrur olun; çünkü Allah ona hükmederek hakkınızı aldı.
21. Ve kuvvetli bir melek bir taş, sanki büyük bir değirmen taşı, kaldırdı; ve: Büyük şehir, Babil, böyle büyük düşüşle atılacak, ve artık asla bulunmıyacak, diyerek onu denize attı.
22. Ve artık çenkçilerin ve çalgıcıların ve neyzenlerin ve borazanların sesi sende asla işitilmiyecek; ve artık hiç bir sanatın sanatkârı asla sende bulunmıyacak; ve artık sende asla değirmen sesi işitilmiyecektir;
23. ve artık sende kandil ışığı asla ışıldamıyacak; ve artık sende güvey ve gelin sesi asla işitilmiyecektir; çünkü senin tüccarın dünyanın en büyükleri idiler, çünkü bütün milletler senin büyün ile saptılar.
24. Ve peygamberlerin ve mukaddeslerin ve yeryüzünde boğazlananların hepsinin kanı onda bulundu.

BAP 17

VE kendilerinde yedi tas olan yedi melekten biri geldi, ve benimle söyleşip dedi: Buraya gel, çok sular üzerinde oturan büyük fahişenin hükmünü sana göstereceğim;
2. onunla yerin kıralları zina ettiler, ve onun zinasının şarabı ile yeryüzünde oturanlar sarhoş oldular.
3. Ve beni Ruhta çöle götürdü; ve yedi başı ve on boynuzu olan küfür isimlerile dolu kırmızı canavarın üzerine binmiş bir kadın gördüm.
4. Ve kadın çirkinlikler ve kendi zinasının mekruh şeylerile dolu bir altın kâse elinde olarak erguvanî ve kırmızı ile kuşanmış, ve altın ve kıymetli taş ve incilerle bezenmişti;
5. ve alnı üzerine bir isim yazılmıştır: SIR, BÜYÜK BABİL, DÜNYANIN FAHİŞELERİNİN VE ÇİRKİNLİKLERİNİN ANASI.
6. Ve kadını mukaddeslerin kanından ve İsanın şahitlerinin kanından sarhoş gördüm. Ve onu görüp büyük şaşkınlıkla şaştım.
7. Ve melek bana dedi: Neden şaştın? kadının ve onu taşıyan yedi başlı ve on boynuzlu canavarın sırrını ben sana söyliyeceğim.
8. Gördüğün canavar var idi, ve yoktur; ve cehennemden çıkmak üzredir, ve helâke gidiyor. Ve yeryüzünde oturanlardan adları dünya kurulalıdan beri hayat kitabında yazılmamış olanlar canavarı gördüklerinde şaşacaklar, çünkü var idi ve yoktur ve olacaktır.
9. Kendisinde hikmet olan anlayış bundadır. Yedi baş, kadının üzerlerinde oturduğu yedi dağ,
10. ve yedi kıraldır; beşi düştü, biri vardır, ötekisi daha gelmedi; ve geldiği zaman, onun biraz vakit kalması gerektir.
11. Ve var olmuş olan ve yok olan canavar, kendisi de sekizincidir, ve yediden olup helâke gider.
12. Ve gördüğün on boynuz henüz kırallık almamış on kıraldır; fakat canavarla beraber kıral olarak bir saat için hâkimiyet alırlar.
13. Bunların düşünceleri birdir; kuvvetlerini ve hâkimiyetlerini canavara verirler.
14. Bunlar Kuzu ile cenkedecekler, ve Kuzu onları yenecektir; çünkü rablerin Rabbi ve kıralların Kıralıdır; ve onunla beraber olanlar çağırılmış, seçilmiş ve sadık olanlardır.
15. Ve bana diyor: Fahişenin üzerinde oturduğunu gördüğün sular, kavmlar ve cemiyetler ve milletler ve dillerdir.
16. Ve gördüğün on boynuz, ve canavar, onlar fahişeden nefret edecekler; onu perişan ve çıplak edecekler, ve onun etini yiyecekler, ve kendisini ateşe yakacaklardır.
17. Çünkü Allahın sözleri itmam olununcıya kadar, Allah kendi düşüncesini yapmağı ve bir düşüncede olmağı, ve kendilerinin kırallığını canavara vermeği onların yüreğine koydu.
18. Ve gördüğün kadın, dünyanın kıralları üzerine kırallığı olan büyük şehirdir.

BAP 16

VE mabetten yedi meleğe: Gidin, ve Allahın gazabının yedi tasını yeryüzüne boşaltın, diyen büyük bir ses işittim.
2. Ve birincisi gitti, ve tasını kara üzerine boşalttı, ve canavarın damgası kendilerinde olan ve onun suretine secde kılan adamlar üzerinde kötü ve iğrenç yara hasıl oldu.
3. Ve ikincisi tasını denize boşalttı; ve ölü kanı gibi kan oldu; ve denizde olanlar, her yaşıyan can, öldü.
4. Ve üçüncüsü tasını ırmaklara ve suların pınarlarına boşalttı; ve kan oldular.
5. Ve sular meleğinin: Ey var olan ve var olmuş olan Kuddûs, âdilsin, çünkü böyle hükmettin;
6. çünkü mukaddeslerin ve peygamberlerin kanını döktüler, ve onlara içmek için kan verdin; lâyıktırlar, dediğini işittim.
7. Ve mezbahın: Evet, ey her şeye kadir olan Rab Allah, senin hükümlerin hakikî ve doğrudur, dediğini işittim.
8. Ve dördüncüsü tasını güneşin üzerine boşalttı; ve insanları ateşle kavurmak kudreti ona verildi.
9. Ve insanlar büyük hararetle kavruldular; ve bu belâlar üzerine hâkimiyeti olan Allahın ismine küfrettiler; ve ona izzet vermek üzre tövbe etmediler.
10. Ve beşincisi tasını canavarın tahtı üzerine boşalttı; ve onun kırallığı karanlık oldu; ve acıdan dillerini ısırdılar,
11. ve acılarından ve yaralarından gökün Allahına küfrettiler; ve işlerinden tövbe etmediler.
12. Ve altıncısı tasını büyük Fırat ırmağı üzerine boşalttı; ve şarktan gelen kıralların yolu hazırlansın diye, onun suları kurudu.
13. Ve ejderin ağzından ve canavarın ağzından ve yalancı peygamberin ağzından çıkan, kurbağalara benzer, üç murdar ruh gördüm;
14. çünkü alâmetler yapan cin ruhlarıdırlar; her şeye kadir olan Allahın büyük gününün cengi için onları toplamak üzre, bütün dünyanın kırallarına gidiyorlar.
15. (İşte, hırsız gibi geliyorum. Uyanık olana, ve çıplak gezmesin ve onun ayıbını görmesinler diye, esvabını muhafaza edene ne mutlu!)
16. Ve onları İbranice Armagedon denilen yere topladılar.
17. Ve yedincisi tasını havanın üzerine boşalttı; ve mabetten, tahttan: Oldu, diyerek büyük ses çıktı;
18. ve şimşekler, ve sesler ve gök gürlemeleri oldular; ve büyük zelzele oldu, şöyle ki, insanın yeryüzünde olduğu vakitten beri onun gibi, öyle büyük bir zelzele, olmadı.
19. Ve büyük şehir üç parça oldu, ve milletlerin şehirleri yıkıldılar, ve kendi gazap öfkesinin şarabı kâsesi ona verilmek için büyük Babil, Allahın indinde anıldı.
20. Ve her ada kaçtı, ve dağlar bulunmaz oldular.
21. Ve gökten insanlar üzerine sanki bir talant* ağırlığında büyük dolu yağdı; insanlar da dolu belâsından Allaha küfrettiler; çünkü onun belâsı gayet büyüktü.
*Tartılar ve ölçüler cetveline bak.

BAP 15

VE gökte başka büyük ve acîp bir alâmet, kendilerinde yedi son belâ olan yedi melek gördüm, çünkü Allahın gazabı onlarla itmam olunur.
2. Ve ateşle karışık sanki camdan bir deniz; ve canavarı ve onun suretini ve isminin sayısını yenenleri, Allahın çenkleri ellerinde olarak camdan deniz üzerinde durmakta gördüm.
3. Ve Allahın kulu Musanın ilâhisini ve Kuzunun ilâhisini terennüm ederek diyorlar:
Ey her şeye kadir olan Rab Allah, senin işlerin büyük ve acîptir; ey milletlerin Kıralı, senin yolların doğru ve hakikîdir.
4. Ya Rab, kim korkmıyacak, ve senin ismini taziz etmiyecektir? çünkü yalnız sen kuddûssun, çünkü bütün milletler gelecekler, ve senin önünde secde kılacaklardır, çünkü senin âdil işlerin izhar olundular.
5. Ve bu şeylerden sonra gördüm, ve gökte şehadet çadırı mabedi açıldı;
6. ve kendilerinde yedi belâ olan yedi melek temiz ve parlak ketenle giyinmiş ve göğüslerine altın kuşaklar kuşanmış olarak mabetten çıktılar.
7. Ve dört canlı mahlûktan biri yedi meleğe ebetler ebedince hay olan Allahın gazabı ile dolu yedi altın tas verdi.
8. Ve mabet, Allahın izzetinin ve kudretinin dumanı ile doldu; ve yedi meleğin yedi belâsı itmam olununcıya kadar kimse mabede giremedi.

BAP 14

VE gördüm, ve işte, Kuzu, Sion dağı üzerinde durmakta, ve onunla beraber alınları üzerinde onun ismi, ve Babasının ismi yazılmış olan yüz kırk dört bin kişi vardı.
2. Ve gökten çok suların sesi gibi, ve büyük gök gürlemesinin sesi gibi bir ses işittim; ve işittiğim ses çenklerini çalan çenkçilerin sesi gibi idi;
3. ve tahtın önünde ve dört canlı mahlûkun ve ihtiyarların önünde sanki yeni bir ilâhi terennüm ediyorlar; ve yeryüzünden satın alınmış olan yüz kırk dört bin kişiden başka kimse o ilâhiyi öğrenemez.
4. Kadınlarla lekelenmemiş olanlar bunlardır, çünkü masumdurlar. Bunlar Kuzu nereye giderse, ardınca gidenlerdir. Bunlar Allaha ve Kuzuya turfanda olmak üzre insanlar arasından satın alındılar.
5. Ve onların ağzında yalan bulunmadı; lekesizdirler.
6. Ve yeryüzünde oturanları, ve her milleti ve sıptı ve dili ve kavmı müjdelemek için kendisinde ebedî incil olup gökün ortasında uçan başka bir melek gördüm;
7. büyük sesle diyordu: Allahtan korkun, ve ona izzet verin; çünkü kendi hükmünün saati geldi; ve gökü ve yeri ve denizi ve suların pınarlarını yaratana secde kılın.
8. Ve başka ikinci bir melek ardınca gelip dedi: Yıkıldı, kendi zinasının azgınlığı şarabından bütün milletlere içirmiş olan büyük Babil yıkıldı.
9. Ve onların ardınca başka üçüncü bir melek gelip büyük sesle dedi: Bir kimse canavara ve onun suretine secde kılar, ve alnı üzerine, yahut eli üzerine damgayı kabul ederse,
10. o da kendi gazabının kâsesinde saf olarak hazırlanmış olan Allahın öfkesi şarabından içecektir; ve mukaddes meleklerin önünde ve Kuzunun önünde ateşle ve kükürtle azap edilecektir;
11. ve azaplarının dumanı ebetler ebedince tüter; ve canavara ve onun suretine secde kılanların, ve onun isminin damgasını kim kabul ederse, onların gündüz ve gece rahatları yoktur.
12. Allahın emirlerini ve İsanın imanını tutan mukaddeslerin sabrı bundadır.
13. Ve gökten bir ses işittim, ve dedi: Yaz: Rabde ölen ölülere bundan böyle ne mutlu! Ruh: Evet, diyor, ta ki, emeklerinden rahat etsinler; çünkü işleri kendilerile beraber gidiyor.
14. Ve gördüm, ve işte, beyaz bir bulut; ve bulutun üzerinde oturan insan oğluna benzer biri, başı üzerinde altın taç ve elinde keskin orak vardı.
15. Ve mabetten başka bir melek çıktı, bulut üzerinde oturana büyük sesle: Orağını gönder ve biç; çünkü biçmek saati geldi; çünkü yerin hasadı olgundur, diye çağırdı.
16. Ve bulut üzerinde oturan orağını yeryüzüne attı, ve yer biçildi.
17. Ve başka bir melek gökte olan mabetten çıktı; onun da keskin orağı vardı.
18. Ve ateş üzerine hâkimiyeti olan başka bir melek mezbahtan çıktı; ve keskin orağı olana büyük sesle çağırıp dedi: Senin keskin orağını gönder, ve yer asmasının salkımlarını topla; çünkü üzümleri tamamen olgundur.
19. Ve melek orağını yere attı, ve yerin asma mahsulünü topladı, ve Allahın gazabının büyük mâsarasına attı.
20. Ve mâsara şehrin dışında basıldı, ve mâsaradan bin altı yüz ok atımı mesafede kan atların gemlerine kadar çıktı.

BAP 13

VE denizden çıkan bir canavar gördüm, on boynuzu ve yedi başı, ve boynuzları üzerinde on tacı, ve başları üzerinde küfür isimleri vardı.
2. Ve gördüğüm canavar kaplana benziyordu, ve ayakları ayının ayakları gibi idi, ve ağzı aslanın ağzı gibi idi; ve ejder ona kendi kudretini ve tahtını ve büyük salâhiyet verdi.
3. Ve başlarından birini ölüm derecesinde yaralanmış gibi gördüm; ve ölüm yarası iyi edildi; ve bütün yeryüzü canavarın ardınca şaştı;
4. ve ejdere secde kıldılar, çünkü salâhiyetini canavara verdi; ve: Canavara kim benzer? ve onunla kim cenk edebilir? diyerek canavara secde kıldılar;
5. ve ona büyük şeyler ve küfürler söyliyen ağız verildi; ve ona kırk iki ay işlemeğe salâhiyet verildi.
6. Allaha karşı küfürler için, onun ismine ve onun çadırına, yani, gökte oturanlara küfretmek için ağzını açtı.
7. Ve ona mukaddeslerle cenketmek ve onları yenmeğe ruhsat verildi; ve ona her sıpt ve kavm ve dil ve millet üzerine salâhiyet verildi.
8. Ve yeryüzünde oturanların hepsi, boğazlanmış Kuzunun hayat kitabında dünya kurulalıdan beri ismi yazılmamış olan her adam, ona secde kılacaklardır.
9. Kimin kulağı varsa, işitsin.
10. Eğer bir adam esirlik için ise, esirliğe gider; eğer biri kılıçla öldürürse onun kılıçla öldürülmesi gerektir. Mukaddeslerin sabrı ve imanı bundadır.
11. Ve yerden çıkan başka bir canavar gördüm; ve kuzu gibi iki boynuzu vardı, ve ejder gibi söyliyordu.
12. Ve birinci canavarın bütün salâhiyetini onun önünde kullanıyor. Ve yeryüzünü ve onda oturanları ölüm yarası iyi edilmiş olan birinci canavara secde ettiriyor.
13. Ve insanların önünde, hattâ gökten yeryüzüne ateş indirecek kadar büyük alâmetler yapıyor.
14. Ve kendisinde kılıç yarası olup yaşamış olan canavara bir suret yapmalarını yeryüzünde oturanlara söyliyerek, canavarın önünde yapmak için kendisine verilmiş olan alâmetler sebebile, yeryüzünde oturanları saptırıyor.
15. Ve ona, canavarın sureti söylesin, ve canavarın suretine tapmıyanların hepsi öldürülsün diye, canavarın suretine nefes vermeğe kudret verildi.
16. Ve küçüklerin ve büyüklerin, ve zenginlerin ve fakirlerin, ve hürlerin ve kulların hepsine, sağ elleri yahut alınları üzerine, onlara damga vurduruyor,
17. ve canavarın adı, yahut adının sayısı damgası kendisinde olmazsa, kimseye alış veriş ettirmiyor.
18. Hikmet buradadır. Anlayışı olan, canavarın sayısını hesap etsin; çünkü insan sayısıdır, ve onun sayısı Altı yüz altmış altıdır.

BAP 12

VE gökte büyük bir alâmet, güneşle giyinmiş, ve ayakları altında ay, ve başı üzerinde on iki yıldızdan tacı olan bir kadın göründü;
2. ve gebe idi, ve doğurmak için eziyette olup ağrı çekerek bağırıyordu.
3. Ve gökte başka bir alâmet göründü; ve işte, yedi başı, ve on boynuzu, ve başları üzerinde yedi tacı olan büyük kızıl bir ejder vardı.
4. Ve onun kuyruğu gökün yıldızlarının üçte birini sürükliyordu, ve onları yeryüzüne attı; ve ejder doğurmak üzre olan kadının önünde, doğurduğu zaman onun çocuğunu yutmak için duruyordu.
5. Ve bir oğul, bütün milletleri demir çomakla güdecek bir erkek çocuk, doğurdu; ve onun çocuğu Allahın yanına ve onun tahtının yanına alınıp götürüldü.
6. Ve kadın çöle kaçtı, orada kendisini bin iki yüz altmış gün beslesinler diye, Allah tarafından hazırlanmış yeri vardır.
7. Ve gökte cenk oldu; Mikael ve kendi melekleri ejderle cenketmek için çıktılar; ve ejder ve kendi melekleri cenkettiler,
8. ve galip olmadılar, ve gökte artık onların yeri bulunmadı.
9. Ve İblis ve Şeytan denilen büyük ejder, bütün dünyayı saptıran eski yılan, yeryüzüne atıldı, ve onun melekleri kendisile beraber atıldılar.
10. Ve gökte büyük bir ses işittim:
Allahımızın kurtarışı, ve kuvveti, ve melekûtu, ve Mesihinin hâkimiyeti şimdi oldu; çünkü kardeşlerimizin ithamcısı, onları Allahımızın önünde gündüz ve gece itham eden, aşağı atıldı.
11. Ve onlar Kuzunun kanı sebebile, ve onların şehadetinin sözü sebebile onu yendiler; ve ölüme kadar canlarını sevmediler.
12. Bunun için, ey gökler ve onlarda oturanlar, mesrur olun. Vay yere ve denize, çünkü İblis vaktinin az olduğunu bilerek büyük gazapla size indi, dedi.
13. Ve ejder yeryüzüne atıldığını görünce, erkek çocuğu doğuran kadına eza etti.
14. Ve yılanın önünden çöle, kendi yerine, uçsun diye, kadına büyük kartalın iki kanadı verildi; vakit ve vakitler ve yarım vakit orada beslenir.
15. Ve kadını ırmak götürsün diye, yılan onun ardınca ağzından ırmak gibi su fırlattı.
16. Ve yer kadına yardım etti; ve yer ağzını açtı, ve ejderin ağzından fırlattığı ırmağı yuttu.
17. Ve ejder kadına karşı gazaplandı, ve onun zürriyetinden baki kalarak Allahın emirlerini tutup kendilerinde İsanın şehadeti olanlarla cenketmeğe gitti;
18. ve denizin kumu üzerinde durdum.

BAP 11

VE bana değneğe benzer bir kamış verilip denildi: Kalk, ve Allahın mabedini ve mezbahı ve onda secde kılanları ölç.
2. Ve mabedin dış avlusunu hariçte bırak, ve onu ölçme; çünkü milletlere verildi, ve mukaddes şehri kırk iki ay ayak altında çiğniyecekler.
3. Ve iki şahidime ruhsat vereceğim, ve çulla giyinmiş olarak bin iki yüz altmış gün peygamberlik edeceklerdir.
4. Dünyanın Rabbi önünde duran iki zeytin ağacı ve iki şamdan bunlardır.
5. Ve eğer bir adam kendilerine zarar vermek isterse, onların ağzından ateş çıkar ve düşmanlarını yiyip bitirir; ve eğer bir adam onlara zarar vermek istiyecek olursa, kendisinin bu suretle öldürülmesi gerektir.
6. Onların peygamberlik günlerinde yağmur yağmasın diye, gökü kapamak kudretleri vardır; ve sular üzerinde onları kana döndürmek, ve kaç kere isterlerse, yeri her belâ ile vurmak kudreti kendilerinde vardır.
7. Kendilerinin şehadetini bitirecekleri zaman, cehennemden çıkan canavar onlarla cenk edecek, ve onları yenecek, ve onları öldürecektir.
8. Ve onların cesetleri ruhanîce Sodom ve Mısır denilen büyük şehrin meydanı üzerinde kalacaktır; onların Rabbi de orada haça gerildi.
9. Ve kavmlardan ve sıptlardan ve dillerden ve milletlerden adamlar onların cesetlerini üç buçuk gün görürler, ve cesetlerinin kabre konulmasına ruhsat vermezler.
10. Ve yeryüzünde oturanlar onlar üzerine sevinirler; ve çok mesrur olup birbirine hediyeler gönderecekler; çünkü bu iki peygamber yeryüzünde oturanlara eziyet ederlerdi.
11. Ve üç buçuk gün sonra onların içine Allahtan hayat ruhu girdi ve ayakları üzerine dikildiler; ve onları görenlerin üzerine büyük korku düştü.
12. Ve gökten onlara: Buraya çıkın, diyen büyük bir ses işittiler. Ve bulutta göke çıktılar; ve düşmanları onları gördüler.
13. Ve o saatte büyük zelzele oldu, ve şehrin onda biri yıkıldı, ve zelzelede yedi bin kişi telef oldular; ve bakileri korkup gökün Allahına izzet verdiler.
14. İkinci Vay geçti; işte, üçüncü Vay çabuk geliyor.
15. Ve yedinci melek boru çaldı ve: Dünyanın kırallığı Rabbimizin ve onun Mesihinin oldu; ve ebetler ebedince saltanat sürecektir, diyerek gökte büyük sesler oldu.
16. Ve Allahın önünde tahtları üzerinde oturan yirmi dört ihtiyar yüz üstü yere kapandılar ve Allaha secde kılarak dediler:
17. Ey her şeye Kadir olan, var olan ve var olmuş olan Rab Allah, sana şükrediyoruz; çünkü kendi büyük kudretini aldın, ve saltanat sürdün.
18. Ve milletler gazaplandılar, ve senin gazabın geldi, ve ölülerin hükmolunmak ve senin peygamber kullarına ve mukaddeslere ve senin isminden korkanlara, küçüklere ve büyüklere, ücretlerini vermek, ve yeri harap edenleri harap etmek vakti geldi.
19. Ve Allahın gökte olan mabedi açıldı; ve onun mabedinde ahdinin sandığı göründü; ve şimşekler ve sesler ve gök gürlemeleri ve zelzele ve büyük dolu oldu.

BAP 10

VE gökten inmekte olan diğer kuvvetli bir melek gördüm; bulutla giyinmiş, ve başı üzerinde alâimisema vardı, ve yüzü güneş gibi ve ayakları ateş direkleri gibi idi;
2. ve elinde açılmış küçük bir kitap vardı; ve sağ ayağını deniz üzerine, ve sol ayağını kara üzerine koydu;
3. ve aslan gümürder gibi büyük bir sesle çağırdı; ve çağırdığı zaman, yedi gök gürlemesi kendi seslerile söylediler.
4. Ve yedi gök gürlemesi söyledikleri zaman, yazmak üzre idim; ve gökten: Yedi gök gürlemesinin söylediği şeyleri mühürle, ve onları yazma, diyen bir ses işittim.
5. Ve deniz üzerinde ve kara üzerinde durmakta olduğunu gördüğüm melek sağ elini göke kaldırdı,
6. ve gökü ve onda olanları, ve yeri ve onda olanları, ve denizi ve onda olanları yaratan, ebetler ebedince hay olanın hakkı için yemin etti ki, artık mühlet olmıyacak;
7. fakat yedinci meleğin sesinin günlerinde, boru çalacağı zaman, peygamber kullarına müjdelemiş olduğu gibi, Allahın sırrı da tamamlanacaktır.
8. Ve gökten işitmiş olduğum ses benimle tekrar söyleşerek dedi: Git, deniz üzerinde ve kara üzerinde duran meleğin elindeki açılmış kitabı al.
9. Ve meleğin yanına gittim, küçük kitabı bana vermesini söyledim. Ve bana dedi: Al ve onu ye, ve senin karnını acı edecek, fakat ağzında bal gibi tatlı olacak.
10. Ve küçük kitabı meleğin elinden aldım, ve onu yedim; ve ağzımda bal gibi tatlı idi; ve onu yediğim zaman karnım acı oldu.
11. Ve bana dediler: Çok kavmlar ve milletler ve diller ve kırallar hakkında peygamberlik etmen gerektir.

BAP 9

VE beşinci melek boru çaldı, ve gökten yere düşmüş bir yıldız gördüm; ve ona cehennem kuyusunun anahtarı verildi.
2. Ve cehennem kuyusunu açtı, ve kuyudan büyük bir külhan dumanı gibi duman çıktı; ve kuyunun dumanından güneş ve hava karardı.
3. Ve dumandan yeryüzüne çekirgeler çıktılar; yerin akreplerinde kudret olduğu gibi, onlara da kudret verildi.
4. Ve onlara denildi ki, yerin otuna, bir yeşil şeye, ve bir ağaca değil, ancak alınları üzerinde Allahın mührü olmıyan adamlara zarar versinler.
5. Ve kendilerine, onları öldürmesinler, ancak onlara beş ay eziyet edilsin, diye ruhsat verildi; ve onların eziyeti, insanı soktuğu zaman, akrep eziyeti gibi idi.
6. Ve insanlar o günlerde ölümü arıyacaklar, ve onu asla bulmıyacaklar; ve ölmeği arzu edecekler, ve ölüm onlardan kaçacaktır.
7. Ve çekirgelerin şekilleri cenk için hazırlanmış atlara benziyordu; ve başları üzerinde sanki altına benzer taçlar vardı, ve yüzleri insanların yüzleri gibi idi.
8. Ve kadınların saçları gibi saçları vardı, ve onların dişleri aslanların dişleri gibi idiler.
9. Ve demirden zırhlar gibi zırhları vardı; ve kanatlarının sesi arabaların, cenge koşan çok atların sesi gibi idi.
10. Ve akreplere benzer kuyrukları ve dikenleri vardı; ve insanlara beş ay zarar vermek için onların kudreti kuyruklarında idi.
11. Ve onların üzerinde kıral olarak cehennemin meleği vardı, onun adı İbranice Abaddon, ve Yunanca Apollyondur.*
*Bu iki kelime Helâk edici demektir.
12. Birinci Vay geçti; bundan sonra, işte, iki Vay daha geliyor.
13. Ve altıncı melek boru çaldı, ve Allahın önünde olan altın mezbahın dört boynuzundan bir ses işittim;
14. elinde boru olan altıncı meleğe diyordu: Büyük Fırat ırmağı yanında bağlı olan dört meleği çöz.
15. Ve insanların üçte birini öldürsünler diye, saat ve gün ve ay ve yıl için hazırlanmış olan dört melek çözüldüler.
16. Ve atlı orduların sayısı iki kere on bin kere on bin idi; onların sayısını işittim.
17. Ve böylece atları, ve ateşten, mor yakut ve kükürttenmiş gibi zırhları olarak onların üzerine binmiş olanları rüyette gördüm; atların başları aslanların başları gibi idi; ve ağızlarından ateş ve duman ve kükürt çıkıyordu.
18. İnsanların üçte biri bunların ağızlarından çıkan ateşten ve dumandan ve kükürtten, bu üç belâdan, öldürüldüler.
19. Çünkü atların kudreti ağızlarında ve kuyruklarındadır; çünkü onların kuyrukları yılanlara benzer, ve başları vardır, ve bunlarla zarar verirler.
20. Ve bu belâlarla öldürülmemiş olan insanların baki kalanları cinlere ve göremiyen ve işitemiyen ve yürüyemiyen altın ve gümüş ve tunç ve taş ve ağaç putlara secde kılmamak üzre kendi ellerinin işlerinden tövbe etmediler;
21. ve kendilerinin katilliklerinden ve sihirbazlıklarından ve kendi zina ve hırsızlıklarından tövbe etmediler.

BAP 8

VE yedinci mührü açtığı zaman, yarım saat kadar gökte sükût oldu.
2. Ve Allahın önünde duran yedi meleği gördüm; ve onlara yedi boru verildi.
3. Ve başka bir melek geldi, ve elinde altın buhurdan olarak mezbahın üzerinde durdu, ve tahtın önünde olan altın mezbah üzerinde bütün mukaddeslerin dualarına katsın diye, kendisine çok buhur verildi.
4. Ve Allahın önünde meleğin elinden mukaddeslerin duaları ile buhurların dumanı çıktı.
5. Ve melek buhurdanı aldı ve mezbahın ateşinden onu doldurdu, ve yer üzerine attı; ve gök gürlemeleri ve sesler ve şimşekler ve zelzele oldu.
6. Ve kendilerinde yedi boru olan yedi melek boru çalmağa hazırlandılar.
7. Ve birincisi boru çaldı, ve kan ile karışmış dolu ve ateş oldu, ve yer üzerine atıldı; ve yerin üçte biri yandı, ve ağaçların üçte biri yandı, ve bütün yeşil ot yandı.
8. Ve ikinci melek boru çaldı, ve sanki ateşle yanan büyük bir dağ denizin içine atıldı; ve denizin üçte biri kan oldu;
9. ve denizde yaşıyan mahlûkların üçte biri öldü; ve gemilerin üçte biri telef oldu.
10. Ve üçüncü melek boru çaldı, ve gökten meşale gibi yanan büyük bir yıldız ırmakların üçte biri üzerine, ve suların pınarları üzerine düştü;
11. ve yıldızın ismine Pelin denilir; ve suların üçte biri peline döndü, ve sulardan bir çok insan öldü, çünkü sular acılaştılar.
12. Ve dördüncü melek boru çaldı, ve güneşin üçte biri, ve ayın üçte biri, ve yıldızların üçte biri vuruldular; ta ki, onların üçte biri kararsın, ve gündüz, üçte biri, ve gece de ayni surette ışık vermesin.
13. Ve gördüm, ve gökün ortasında uçan bir kartalın büyük sesle: Boru çalacak olan üç meleğin baki kalan boru seslerinden, yer üzerinde oturanlara, Vay, vay, vay! dediğini işittim.

BAP 7

BUNDAN sonra yer üzerine, ve deniz üzerine, ve her hangi bir ağaç üzerine yel esmesin diye, yerin dört yelini tutarak, yerin dört köşesi üzerinde duran dört melek gördüm.
2. Ve hay olan Allahın mührü kendisinde olarak, şarktan çıkan başka bir melek gördüm; ve yere ve denize zarar etmek kendilerine verilmiş olan dört meleğe büyük sesle çağırıp dedi:
3. Biz alınları üzerine Allahımızın kullarını mühürleyinciye kadar, yere ve denize ve ağaçlara zarar etmeyin.
4. Ve mühürlenmiş olanların sayısını işittim; İsrail oğullarının her sıptından, yüz kırk dört bin mühürlenmişti.
5. Yahuda sıptından on iki bin mühürlenmişti;
Ruben sıptından on iki bin,
Gad sıptından on iki bin,
6. Aşer sıptından on iki bin,
Naftali sıptından on iki bin,
Manasse sıptından on iki bin,
7. Şimeon sıptından on iki bin,
Levi sıptından on iki bin,
İssakar sıptından on iki bin,
8. Zebulun sıptından on iki bin,
Yusuf sıptından on iki bin,
Benyamin sıptından on iki bin mühürlenmişti.
9. Bu şeylerden sonra gördüm, ve işte, beyaz kaftanlarla giyinmiş ve ellerinde hurma dalları ile tahtın önünde ve Kuzunun önünde durmakta olan, her milletten ve sıptlardan ve kavmlardan ve dillerden, kimsenin saymağa kadir olmadığı büyük kalabalık vardı;
10. ve büyük sesle çağırıp diyorlardı:
Kurtarış, taht üzerinde oturan Allahımıza ve Kuzuya mahsustur.
11. Ve bütün melekler tahtın ve ihtiyarların ve dört canlı mahlûkun etrafında duruyorlardı, ve tahtın önüne yüzüstü kapandılar, ve Allaha secde kılarak dediler:
12. Amin. Bereket ve izzet ve hikmet ve şükran ve hürmet ve kuvvet ve kudret Allahımıza ebetler ebedince olsun. Amin.
13. Ve ihtiyarlardan biri bana cevap vererek dedi: Beyaz kaftanlarla giyinmiş olan bunlar kimlerdir, ve nereden geldiler?
14. Ve ona dedim: Ey efendim, sen bilirsin. Ve bana dedi: Bunlar o büyük sıkıntıdan gelenlerdir, ve kaftanlarını yıkadılar, ve onları Kuzunun kanında beyaz ettiler.
15. Bunun için Allahın tahtının önündedirler, ve onun mabedinde gündüz ve gece ona hizmet ediyorlar; ve taht üzerinde oturan, çadırını onların üzerine kuracaktır.
16. Artık acıkmıyacaklar ve artık susamıyacaklar; ve ne güneş, ne de bir sıcaklık onlara vurmıyacaktır;
17. çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek, ve hayat sularının pınarlarına onları götürecek; ve Allah gözlerinden bütün gözyaşlarını silecektir.

BAP 6

VE Kuzu yedi mühürden birini açtığı zaman, gördüm, ve dört canlı mahlûktan birinin gök gürlemesi gibi bir sesle: Gel, dediğini işittim.
2. Ve gördüm, ve işte, bir kır at, ve onun üzerine binmiş olanın bir yayı vardı; ve kendisine bir taç verildi; ve yensin diye yenerek çıktı.
3. Ve ikinci mührü açtığı zaman, ikinci canlı mahlûkun: Gel, dediğini işittim.
4. Ve başka bir at, bir al at çıktı; ve onun üzerine binmiş olana, dünyadan selâmeti kaldırmağa, ve birbirini boğazlatmak için ruhsat verildi; ve kendisine büyük bir kılıç verildi.
5. Ve üçüncü mührü açtığı zaman, üçüncü canlı mahlûkun: Gel, dediğini işittim. Ve gördüm, ve işte, yağız bir at, ve onun üzerine binmiş olanın elinde bir terazi vardı.
6. Ve dört canlı mahlûkun ortasında sanki bir sesin: Bir ölçek* buğday bir dinara, ve üç ölçek! arpa bir dinara; ve zeytinyağı ve şaraba zarar etme, dediğini işittim.
*Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
7. Ve dördüncü mührü açtığı zaman: Gel, diyen dördüncü canlı mahlûkun sesini işittim.
8. Ve gördüm, ve işte, bir kula at, ve onun üzerine binmiş olanın ismi Ölümdü; ve ölüler diyarı onun ardınca geliyordu. Ve onlara kılıçla ve kıtlıkla ve ölümle, ve dünyanın vahşi hayvanları ile öldürmek için dünyanın dörtte biri üzerine hâkimiyet verildi.
9. Ve beşinci mührü açtığı zaman, mezbah altında Allahın kelâmı sebebile, ve kendilerinde olan şehadet sebebile boğazlanmış olanların canlarını gördüm;
10. ve büyük sesle çağırarak dediler: Ey mukaddes ve hakikî olan Efendi, ne vakte kadar hükmetmiyeceksin, ve dünyada oturanlardan kanımızın intikamını almıyacaksın?
11. Ve onlardan her birine beyaz kaftan verildi, ve kendileri gibi öldürülecek olan kapı yoldaşları ve kardeşleri devirlerini tamam edinciye kadar, kısa bir müddet rahat etmeleri kendilerine denildi.
12. Ve altıncı mührü açtığı zaman, gördüm, ve büyük zelzele oldu, ve güneş kıldan çul gibi siyah oldu, ve bütün ay kan gibi oldu;
13. ve gökün yıldızları, incir ağacı büyük yel tarafından sarsıldığında ham incirleri attığı gibi, yer üzerine düştüler.
14. Ve gök, dürülmekte olan bir tomar gibi çekildi; ve her bir dağ ve ada yerlerinden kaldırıldılar.
15. Ve dünyanın kıralları ve büyükleri ve binbaşıları ve zenginleri ve kudretlileri ve her kul ve hür adam mağaralara ve dağların kayalarına saklandılar;
16. ve dağlara ve kayalara diyorlardı: Üzerimize düşün, ve taht üzerinde oturanın yüzünden, ve Kuzunun gazabından bizi gizleyin;
17. çünkü onların gazabının büyük günü geldi, ve kim durabilir?

BAP 5

VE tahtın üzerinde oturanın sağ elinde içerden ve arkadan yazılmış yedi mühürle mühürlenmiş bir kitap gördüm.
2. Ve: Kitabı açmağa ve onun mühürlerini çözmeğe kim lâyıktır? diye büyük sesle ilân eden kuvvetli bir melek gördüm.
3. Ve gökte ve yer üzerinde ve yer altında kimse kitabı açamıyor, ve ona bakamıyordu.
4. Ve çok ağlıyordum, çünkü kitabı açmağa ve ona bakmağa lâyık kimse bulunmadı;
5. ve ihtiyarlardan biri bana dedi: Ağlama; işte Yahuda sıptından olan Aslan, Davudun Kökü, kitabı ve onun yedi mühürlerini açmağa galip geldi.
6. Ve tahtın ve dört canlı mahlûkun ortasında ve ihtiyarların ortasında duran boğazlanmış gibi bir Kuzu gördüm; yedi boynuzu ve yedi gözü vardı, bunlar bütün dünyaya gönderilmiş olan Allahın yedi Ruhudur.
7. Ve geldi ve tahtın üzerinde oturanın sağ elinden kitabı aldı.
8. Ve onu aldığı zaman, dört canlı mahlûk ve yirmi dört ihtiyar, her birinde çenk ve mukaddeslerin duaları olan buhurlarla dolu altın taslar olarak, Kuzunun önünde yere kapandılar.
9. Ve yeni bir ilâhi terennüm ederek diyorlardı: Kitabı almağa, ve onun mühürlerini açmağa lâyıksın; çünkü boğazlandın, ve kendi kanınla her sıpttan ve dilden ve kavmdan ve milletten insanları Allaha satın aldın,
10. ve onları Allahımıza melekût ve kâhin kıldın, ve dünya üzerinde saltanat süreceklerdir.
11. Ve gördüm, ve tahtın ve canlı mahlûkların ve ihtiyarların etrafında çok meleklerin sesini işittim, ve onların sayısı on binlerce on binler, ve binlerce binler idi;
12. büyük sesle diyorlardı: Boğazlanmış Kuzu kudreti ve serveti ve hikmeti ve kuvveti ve hürmeti ve izzeti ve bereketi almağa lâyıktır.
13. Ve gökte ve yer üzerinde ve yer altında ve deniz üzerinde olan her mahlûkun ve onlarda olan bütün şeylerin: Taht üzerinde oturana, ve Kuzuya ebetler ebedince bereket ve hürmet ve izzet ve kudret olsun, dediklerini işittim.
14. Ve dört canlı mahlûk: Amin, diyorlardı. Ve ihtiyarlar yere kapandılar ve secde kıldılar.

BAP 4

BU şeylerden sonra gördüm, ve işte, gökte açılmış bir kapı vardı, ve boru sesi gibi benimle söyleştiğini işitmiş olduğum evelki ses dedi: Buraya çık, ve bundan sonra olması lâzım gelen şeyleri sana göstereceğim.
2. Hemen Ruhta oldum, ve işte, gökte bir taht konulmuş, ve taht üzerinde bir oturan vardı,
3. ve oturan görünüşte yeşim ve kırmızı akik taşına benzerdi, ve tahtın çevresinde görünüşte zümrüde benzer bir alâimisema vardı.
4. Ve tahtın etrafında yirmi dört taht; ve tahtlar üzerinde oturan, başları üzerinde altın taçlar ve beyaz esvaplar giyinmiş yirmi dört ihtiyar vardı.
5. Ve tahttan şimşekler ve sesler ve gök gürlemeleri çıkıyordu. Ve tahtın önünde yanan yedi ateş meşalesi vardı, onlar Allahın yedi Ruhudur.
6. Ve tahtın önünde billûra benzer sanki camdan bir deniz; ve tahtın önünde ve tahtın etrafında önden ve arkadan gözlerle dolu dört canlı mahlûk vardı.
7. Ve birinci mahlûk aslana benzer, ve ikinci mahlûk danaya benzer, ve üçüncü mahlûkun yüzü insan yüzü gibi, ve dördüncü mahlûk uçan kartala benzerdi.
8. Ve dört mahlûktan her birinin altı kanadı olup etrafı ve içi gözlerle doludur, ve:
Kuddûs, kuddûs, kuddûs, var olmuş, ve var olan ve gelecek olan, her şeye Kadir Rab Allah!
diyerek gündüz ve gece rahat etmezler.
9. Ve canlı mahlûklar taht üzerinde oturana, ebetler ebedince hay olana izzet ve hürmet ve şükran verdikçe,
10. yirmi dört ihtiyar taht üzerinde oturanın önünde yere kapanırlar, ve ebetler ebedince hay olana secde ederler, ve taçlarını tahtın önüne atarak derler:
11. Ya Rabbimiz ve Allahımız, izzeti ve hürmeti ve kudreti almağa lâyıksın, çünkü bütün şeyleri sen yarattın, ve senin iradenle mevcut idiler, ve yaratıldılar.

BAP 3

VE Sardiste olan kilisenin meleğine yaz: Allahın yedi Ruhu ve yedi yıldız kendisinde olan bu şeyleri diyor: Senin işlerini bilirim; yaşıyorsun diye ismin var, ve ölüsün.
2. Uyanık ol, ve ölmek üzre olan baki şeyleri kuvvetlendir; çünkü Allahımın indinde senin işlerini ikmal edilmiş bulmadım.
3. İmdi nasıl aldığını ve işittiğini hatırla, ve tut, ve tövbe et. İmdi eğer uyanık olmazsan, hırsız gibi geleceğim ve senin üzerine hangi saatte geleceğimi bilmiyeceksin.
4. Fakat Sardiste bir kaç kimselerin var ki onlar kendi esvaplarını kirletmediler; ve benimle beraber beyazlarda yürüyecekler; çünkü lâyıktırlar.
5. Galip olan böylece beyaz esvapla giyinecek; ve onun adını hayat kitabından silmiyeceğim, ve onun adını Babamın indinde ve onun meleklerinin indinde ikrar edeceğim.
6. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor.
7. Ve Filadelfyada olan kilisenin meleğine yaz:
Mukaddes, hakikî, Davudun anahtarı kendisinde olan, açan, ve kimse kapamıyacaktır, ve kapıyan, ve kimse açmaz, bu şeyleri diyor:
8. Senin işlerini bilirim (işte, senin önüne kimsenin kapayamıyacağı açılmış kapı koydum), ki biraz kuvvetin var, ve benim sözümü tuttun, ve ismimi inkâr etmedin.
9. İşte, Şeytanın havrasından olan bazılarını, Yahudi değilken ancak yalan söyliyip kendilerine Yahudi diyenleri veriyorum; işte, onları öyle edeceğim ki gelecekler ve senin ayaklarının önünde secde kılacaklar, ve benim seni sevdiğimi bileceklerdir.
10. Mademki sabrımın sözünü tuttun, yer üzerinde oturanları tecrübe etmek için bütün dünya üzerine gelecek tecrübe saatinden ben de seni tutacağım.
11. Çabuk geleceğim; kimse senin tacını almasın diye, sende olanı sıkı tut.
12. Galip olanı Allahımın makdisinde direk edeceğim, ve artık dışarı çıkmıyacak; ve onun üzerine Allahımın ismini, ve Allahımın şehrinin, Allahımdan gökten inen yeni Yeruşalimin ismini ve benim yeni ismimi yazacağım.
13. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor.
14. Ve Laodikyada olan kilisenin meleğine yaz:
Amin, sadık ve hakikî şahit, Allahın hilkatinin başlangıcı, bu şeyleri diyor:
15. Senin işlerini bilirim, ne soğuksun ne de sıcak; keşke soğuk yahut sıcak olaydın.
16. Böylece ne sıcak ve ne de soğuk, ılık olduğun için, seni ağzımdan kusacağım.
17. Mademki: Zenginim, ve zenginleştim, ve ihtiyacım yoktur, diyorsun, ve zavallı ve acınacak halde ve fakir ve kör ve çıplak olduğunu bilmiyorsun;
18. zengin olasın diye, ateşle tasfiye edilmiş altın, ve giyinesin ve çıplaklığının ayıbı görünmesin diye, beyaz esvap, ve göresin diye, gözlerine sürmek için göz ilâcı benden satın almağı sana nasihat ediyorum.
19. Ben sevdiklerimin hepsini tevbih ve tedip ederim; imdi gayretli ol ve tövbe et.
20. İşte, kapıda duruyor ve çalıyorum; eğer biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim, ve ben onunla, ve o benimle akşam yemeği yiyeceğiz.
21. Ben nasıl galip oldum ve Babamla onun tahtında oturdumsa, galip olana da benimle benim tahtımda oturmağı vereceğim.
22. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor.

BAP 2

EFESOSTA olan kilisenin meleğine yaz: Yedi yıldızı sağ elinde tutan, yedi altın şamdanın ortasında yürüyen, şu şeyleri diyor:
2. Senin işlerini ve emeğini ve sabrını ve kötülere dayanamadığını bilirim, ve resul değilken kendilerine resul diyenleri tecrübe ettin, ve onları yalancı buldun;
3. ve sabrın vardır, ve benim ismim uğruna dayandın ve yorulmadın.
4. Fakat sana karşı bir şeyim var, o da ilk sevgini bırakmış olmandır.
5. İmdi nereden düştüğünü hatırla, ve tövbe et, ve evelki işleri yap; yoksa tövbe etmediğin halde, sana gelirim, ve senin şamdanını yerinden kaldırırım.
6. Fakat sende şu var ki Nikolaîlerin işlerinden ikrah edersin, ben de onlardan ikrah ederim.
7. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor. Galip olana, ona Allahın cennetinde olan hayat ağacından yemeği ihsan edeceğim.
8. Ve İzmirde olan kilisenin meleğine yaz: Ölmüş ve tekrar dirilmiş olan, birinci ve sonuncu, şu şeyleri diyor:
9. Senin sıkıntını, ve fakirliğini (fakat zenginsin), ve Yahudi değil, ancak Şeytanın havrası iken kendilerine Yahudi diyenlerin küfrünü bilirim.
10. Çekmek üzre olduğun şeylerden korkma; işte, İblis tecrübe olunasınız diye, sizden bazılarını zindana atacak, ve on gün sıkıntınız olacaktır. Ölüme kadar sadık ol, ve sana hayat tacını vereceğim.
11. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor. Galip olan ikinci ölümden zarar görmiyecektir.
12. Ve Bergamada olan kilisenin meleğine yaz:
13. İki ağızlı keskin kılıcı olan şu şeyleri diyor: Nerede oturduğunu bilirim; Şeytanın tahtı oradadır; ve ismimi sıkı tutuyorsun, ve aranızda, Şeytanın oturduğu yerde, öldürülen sadık şahidim Antipasın günlerinde bile, bana olan imanını inkâr etmedin.
14. Fakat sana karşı bir kaç şeyim var; çünkü orada Balamın öğretişini tutanların var; o, put kurbanları yesinler ve zina etsinler diye, İsrail oğullarının önüne tökez atmağı Balaka öğretti.
15. Ayni surette böylece Nikolaîlerin talimini tutanların da vardır.
16. İmdi tövbe et, yoksa sana çabuk gelirim, ve onlara karşı ağzımın kılıcı ile cenk ederim.
17. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor. Galip olana saklı mandan* vereceğim, ve ona beyaz taş vereceğim, ve taş üzerine, alandan başka kimsenin bilmediği yeni bir isim yazılmıştır.
*Çıkış 16:33.
18. Ve Tiyatirada olan kilisenin meleğine yaz: Ateş alevi gibi gözleri olan ve ayakları parlak tunca benziyen Allahın Oğlu şu şeyleri diyor:
19. Senin işlerini ve sevgini ve imanını ve hizmetini ve sabrını ve son işlerinin evelkilerden daha çok olduğunu bilirim.
20. Fakat sana karşı bir şeyim var; kendisine peygamber diyen İzebel kadını bırakıyorsun; ve o, kullarıma zina etmeği ve put kurbanları yemeği talim edip saptırıyor.
21. Ve tövbe etsin diye, kendisine vakit verdim; ve kendi zinasından tövbe etmek istemiyor.
22. İşte, onu bir yatağa ve, onun işlerinden tövbe etmezlerse, kendisile zina edenleri büyük sıkıntıya atacağım.
23. Ve onun çocuklarını ölümle öldüreceğim; ve bütün kiliseler bilecekler ki gönülleri ve yürekleri araştıran benim; ve her birinize işlerinize göre vereceğim.
24. Fakat size, Tiyatirada olan diğerlerine, kendilerinde bu talim olmıyanların hepsine, onların dediği gibi Şeytanın derin şeylerini bilmiyenlere diyorum: Üzerinize başka yük koymam.
25. Fakat ben gelinciye kadar, sizde olanı sıkı tutun.
26. Ve galip olup sona kadar işlerimi tutana, ben de Babamdan nasıl aldımsa, ona milletler üzerine hâkimiyet vereceğim;
27. çömlekçi kapları parçalandığı gibi onları demir çomakla güdecektir.
28. Ve ona sabah yıldızını vereceğim.
29. Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor.

BAP 1

İSA Mesihin Vahyidir; onu Allah yakında vaki olması lâzım gelen şeyleri kullarına göstermek için kendisine verdi; ve o, meleği vasıtası ile gönderip kulu Yuhannaya onu işaret etti;
2. o da Allahın kelâmına ve İsa Mesihin şehadetine, yani, gördüğü şeylerin hepsine, şehadet etti.
3. Okuyana, ve peygamberliğinin sözlerini dinliyenlere, ve onda yazılmış olan şeyleri tutanlara ne mutlu; çünkü vakit yakındır.
4. Yuhanna Asyada olan yedi kiliseye: Var olan ve var olmuş olan ve gelecek olan tarafından, ve kendi tahtının huzurunda bulunan yedi Ruhtan, ve sadık şahit,
5. ve ölülerden ilk doğan, ve dünya kırallarının reisi İsa Mesihten, size inayet ve selâmet olsun. Bizi sevene, ve kendi kanında bizi günahlarımızdan azat etmiş olana,
6. ve bizi kendi Babası Allaha melekût ve kâhinler kılmış olana, ebetler ebedince izzet ve kudret olsun. Amin.
7. İşte, bulutlarla geliyor, ve her göz, ve onu delenler de kendisini göreceklerdir; ve dünyanın bütün kabileleri onun üzerine dövüneceklerdir. Evet, Amin.
8. Var olan ve var olmuş olan ve gelecek olan, her şeye kadir olan Rab Allah diyor: Alfa ve Omega* benim.
*Bak, bap 21:6.
9. İsada olan sıkıntıya ve melekûta ve sabra sizinle beraber hissedar olan ben, Yuhanna kardeşiniz, Allahın sözü ve İsanın şehadeti için Patmos denilen adada idim.
10. Rabbin gününde Ruhta oldum, ve arkamda boru sesi gibi büyük bir ses işittim:
11. Gördüğünü kitaba yaz, ve yedi kiliseye, Efesosa ve İzmire ve Bergamaya ve Tiyatiraya ve Sardise ve Filadelfyaya ve Laodikyaya gönder, diyordu.
12. Ve benimle söyleşen sesi görmek için döndüm. Ve döndüğümde, yedi altın şamdan,
13. ve şamdanların ortasında ayağa kadar uzun esvapla giyinmiş ve göğsüne altın kuşak kuşanmış insan oğluna benzer birini gördüm.
14. Ve onun başı ve saçı ak, yapağı gibi ak, kar gibi idi; ve onun gözleri ateş alevi gibi idi;
15. ve onun ayakları fırında kaledilmiş parlak tunca benziyordu; ve onun sesi çok suların sesi gibi idi.
16. Ve sağ elinde yedi yıldız vardı, ve ağzından iki ağızlı keskin bir kılıç çıkıyordu; ve yüzü, kuvvetinde parlıyan güneş gibi idi.
17. Ve onu gördüğüm zaman, onun ayakları önüne ölü gibi düştüm. Ve sağ elini benim üzerime koyup dedi: Korkma, birinci ve son,
18. ve Diri olan benim; ve ölü idim, ve işte, ebetler ebedince diriyim, ve ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir.
19. İmdi gördüğün şeyleri, ve olan şeyleri, ve bundan sonra vaki olacak şeyleri,
20. benim sağ elimde gördüğün yedi yıldızın sırrını, ve yedi altın şamdanı yaz. Yedi yıldız yedi kilisenin melekleridir, ve yedi şamdan yedi kilisedir.